Cuma, Ocak 17, 2025
Ana SayfaDoğalgazLNG’nin geleceği ve yeni bir iş modeli ihtiyacı

LNG’nin geleceği ve yeni bir iş modeli ihtiyacı

Bir rivayete göre, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel bir toplantı çıkışında kendisine “Ekonomiyi tek kelimeyle özetler misiniz?” diye soran gazete muhabirine “İyi” yanıtını verir. Muhabir soruyu bu defa “Peki, durumu iki kelimeyle özetler misiniz?” şeklinde değiştirince de gülümseyerek “İyi değil” deyiverir. LNG sektöründe de böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bu konuyu biraz açıp kararı size bırakacağım.

2023 yılında dünya çapında 4 trilyon metreküpten biraz fazla doğalgaz üretildi. Bunun dörtte üçü üretildiği yerde tüketilirken, kalanı ticaret ediliyor. Boru hatlarıyla ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak gemilerle. Toplam gaz ticaretinde LNG’nin oranı ilk defa 2022 yılında yüzde 50’yi geçti. Geçen sene yüzde 55’e yaklaştı. Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu (GECF) 2050 yılında bu oranın yüzde 64’e çıkacağını tahmin ediyor.

Boru gazı ve LNG ticaretinin gelişimi

2024 yılı başında toplamda 20 tane LNG ihracat eden ülke varken, LNG ithalat eden ülkelerin sayısı 48 idi. 2050 yılında ihracatçıların 25’e, ithalatçıların ise 58’e çıkması bekleniyor.

Son iki yıldır LNG dinamiklerine bakıldığında iki ülke dikkat çekmektedir. Avrupa Birliği (AB) ve ABD. AB’nin Rusya’dan boru hatları yoluyla aldığı doğalgaz miktarı 2021’de 146 bcm idi. Bu miktar 2022 yılında 65bcm’e, geçen sene ise 26 bcm’e indi. Talep nasıl karşılandı? LNG ile. Özellikle ABD’den gelen LNG ile. Hani, AB üyesi ülkelerin çoğunda kanunlarla üretimi önlenen kaya gazı var ya, işte ondan elde edilen LNG. AB’de ‘tu kaka’ denilen o kaya gazının ABD’yi nereye getirdiğine kısaca bir göz atalım isterseniz.

ABD, çok değil daha 8 sene önce dünyanın önemli LNG ithalatçıları arasında yer alıyordu. Kaya gazı devrimiyle hızla artan doğalgaz üretiminin ihtiyaç fazlası LNG olarak Sabine Pass tesisinden 2016’da dış piyasaları satılmaya başladı. 2023 yılına gelindiğinde ABD, 114 bcm ile dünyanın en büyük LNG ihracatçısı haline geldi. Öyle böyle değil. 2023 yılında 550 bcm olan dünya LNG ihracatının beşte biri ABD’deki tesislerden gerçekleşti. Dahası var. ABD LNG ihracatının 2030 yılında ikiye katlanması bekleniyor. Bu muhteşem gelişmenin altında iki temel neden yatıyor. Birincisi bahsettiğim kaya gazı devrimi, ikincisi geliştirilen yeni iş modeli. Bu yeni iş modelinin iki ayağı var: Fiyat mekanizması ve teslimat yeri esnekliği.

Burada bir parantez açıp, küresel çapta LNG ihracat kapasitesindeki büyümeye bakalım. LNG sektörü bugünkü durumuna 3 dalga halinde geldi. İlk dalga 2006 ile 2010 yılları arasında kadar Katar tarafından yönlendirilmişti. Bu süre zarfında 70 bcm civarında bir LNG kapasitesi eklendi. Sonra 2015 ile 2020 arasında ABD ve Avustralya’nın öncülüğünde ikinci dalga gerçekleşti ve yaklaşık 140 bcm LNG kapasitesi eklendi. Şimdi üçüncü dalgayı yaşıyoruz. 2024 ile 2030 arası sürmesi beklenen ve ABD ile Katar’ın başı çekeceği bu dalgada 280 bcm LNG ihracat kapasitesi ekleneceği tahmin ediliyor. Bazı kurumlara göre bu rakam 400 bcm’e yaklaşacak. Daha önce LNG ihracat kapasitesine hiç bu kadar ekleme olmamıştı.

Eklenecek LNG kapasitesinin hepsi henüz müşteri bulmuş değil. ABD’de halen inşa aşamasında olan ve 2024 Ocak ayında Biden’in yeni LNG ihracat lisanslarını durdurma kararından etkilenmeyecek tesislerin kapasitesinin tamamı henüz kontrat altına alınmış değil. Ayrıca, örneğin Katar gibi diğer bazı LNG tedarikçileri de henüz yeni kapasitenin tamamını kontrata bağlamış değil. Dolayısıyla çok fazla potansiyel LNG var. Daha doğrusu LNG bolluğu var. Özellikle 2026 sonrası.

Peki, bu kadar arzı karşılayacak talep var mı? İşte asıl mesele burada. Talebin ileriki yıllarda nasıl gelişeceği konusunda yapılan tahminler arasında çok büyük farklılıklar var. Mesela, Uluslararası Enerji Forumu LNG talebinin 2030 yılına kadar yüzde 25 büyüyeceğini tahmin ediyor. ABD LNG devlerinden Tellurian, 2035 yılına kadar en az yüzde 50 artış bekliyor. Rystad Energy, 2040 yılına kadar yüzde 100 artış tahmin ediyor. Dolayısıyla, kimin tahminine inandığınız veya güvendiğiniz son derece önemli. Tüm bu tahminlerde iki bölge temel belirleyici rol oynamaktadır: Avrupa ve Asya.

Avrupa doğalgaz tüketimi geçtiğimiz iki yılda yüzde 20 düştü. Hem de tüm sektörlerde. Bu yılın ilk yarısında düşüş devam etti. Bunun birçok nedeni var. Öncelikle iki yıldır ılıman geçen kış, Avrupa Komisyonu tarafından 2022’de getirilen acil durum önlemleri, artan yenilenebilir ve nükleer enerji üretimi, gönüllü enerji tasarrufu, artan fiyatlar nedeniyle konut ve sanayi sektöründe gözlemlenen gönülsüz tasarruf (sanayi sektöründe talep tahribatı devam ediyor) doğalgaz tüketimindeki keskin düşüşe katkıda bulundu. Bu talep tahribatının kalıcı olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapmak henüz erken diye düşünüyorum. Ama şu var ki, AB politikası gelecekte doğalgaz tüketimini dahada düşürmek. AB’nin net sıfır hırsını hatırlayalım. Avrupa’da her ne kadar temiz olsa da nihayetinde bir fosil yakıt olduğu için doğalgaza olan karşıtlık devam ediyor.

Diğer yandan AB yerli gaz üretimi düşmeye devam ediyor ve edecek. Rusya’dan alınan gaz, TürkAkım haricinde önümüzdeki ocak ayından itibaren muhtemelen ya son bulacak ya da daha da azalacak. Bu kayıp çoğunlukla LNG ile karşılanacak. Burada iki önemli konu var. Bir taraftan ABD’deki LNG satıcıları Avrupalı alıcılarla 20 yıl gibi uzun vadeli kontratlar yapmak isterken, Avrupalı alıcılar genelde 10 yıl veya daha kısa süreli anlaşmaları tercih ediyorlar. Neden? Çünkü mevzuat gereği Avrupalı alıcıların 2049 yılından sonra ellerinde uzun vadeli kontratların olmaması gerekiyor. Eğer alacağınız gazın tüketicisi iseniz bu şartlar altında yeni uzun vadeli kontrat yapmak çok riskli. Yok eğer alacağınız gazı başkasına satacaksanız riski bir nebze azaltabilirsiniz.

Nihayetinde, büyük bir olasılıkla ABD LNG’sinde beklenen kapasite artışını Avrupa ememeyecek. Bu nedenle Asya’nın devlerine (Çin ve Japonya) ve Güneydoğu Asya’ya bakmak gerekir.

Çin, 400 bcm ile dünyanın en büyük doğalgaz tüketicilerinden. Aynı zamanda dünyanın en büyük LNG ithalatçısı. Ancak şu var ki, gaz talebinin çoğunu yerli üretimle karşılıyor ve ithalat bağımlılığının yüzde 50’nin üzerinde olmaması konusunda takıntısı var.

Japonya’nın gaz tüketimi aşağı yukarı Çin’in dörtte biri kadar. Tamamen LNG ithalatına dayalı bir doğalgaz piyasasına sahip. Artan nükleer elektrik üretimi nedeniyle LNG ithalatını ne kadar arttıracağı muallak. Kore ise gerek doğalgaz tüketiminin düşmesi gerekse LNG ithalatı konularında Japonya’dan pek farklı durumda değil.

Buna rağmen hem Çin hem de Japon şirketlerinin özellikle ABD’li satıcılarla habire uzun vadeli LNG anlaşmaları yaptığına tanık oluyoruz. Neden? İhtiyaç fazlasının ticaretini yapmak için. Kime? Avrupa ve Güneydoğu Asya’daki ülkelere.

Gelecekte talep büyümesi beklenen asıl yer Asya’daki diğer ülkeler. Özellikle GüneydoğuAsya. Oradaki sorun ise, 2022’de yaşanan durumun tekrar etme olasılığı. Hatırlarsanız, LNG fiyatlarıgörülmemiş seviyelere doğru tırmanırken LNG’ye erişimde büyük problemler yaşamışlardı. Haliyle, fiyatların uygunluğu bölge için çok önemli. Elektriküretiminde kömürveyenilenebilir enerji alternatifleri var. Yani LNG satıcılarının kömürdendaharekabetçi olmanın biryolunubulmalarıgerekiyor.

Peki ister spot ister kısa vadeli kontratlar olsun Avrupa, Asya ve diğer bölgelere LNG’yi rekabetçi fiyatlarla satmaya kim istekli? Çin ve Japon şirketleri (özellikle JERA) ve portföy alıcıları dediğimiz LNG’yi kendi kullanımından ziyade ticaretini yapmak için uzun vadeli kontratlarla alan şirketler. Şu anda mevcut bütün LNG kontratlarının yaklaşık üçte biri portföy alıcıları dediğimiz grubun elinde. Bu yüzden, önümüzdeki 15 yıl içinde bu portföy alıcılarının toplam LNG kontratları içindeki payını yüzde 50’ye çıkarması bekleniyor.

Tekrar dönelim 2024-2028 yılları arasındaki yaklaşık 280 bcm LNG kapasite artışına. Yani önümüzdeki 4 yıl içinde, bugünkü dünya LNG ihracat miktarının yarısından fazlası kadar bir LNG ihracat kapasitesi devreye girecek. Bu arzın ne kadar hızlı devreye gireceği ve gelişmiş piyasalar tarafından ne kadar hızlı emileceği büyük bir soru. Durum böyle olunca uzun vadede, yani 2028 sonrası, fiyatların düşmesi gerekmez mi?

Ayrıca unutmamak gerekir ki, her ne kadar hub fiyatlarıyla satılan LNG miktarı geçtiğimiz 5 yılda önemli bir artış göstermiş olsa da halen küresel LNG ticaretinin yaklaşık yarısı petrole endeksli fiyatlarla satılıyor. Diğer yandan, spot LNG ticaretinin toplam LNG ticareti içindeki payının giderek arttığını ve 2020 yılında ABD LNG ihracatının fiyat düşüklüğü nedeniyle bir süreliğine durduğunu da unutmayalım.

Kafanızı karıştırdım, değil mi? Haklısınız. Cevap arayan birçok soru var ortada: Şirketler nasıl bir tip sözleşme yapacaklar? ABD doğalgaz üretim tüketim dengesi nasıl gelişecek ileride? Henry Hub fiyatı ne olacak? MMBtu başına 2,5 dolar civarında mı kalacak? Fiyatların düşük seyretmesi alıcılar mı yoksa satıcılar için mi iyi? Uluslararası LNG piyasası nasıl dengelenecek?

Kafanızı biraz daha karıştırayım. Bu sefer kısa vadeli bir perspektiften. Spekülatörler özellikle TTF vadeli piyasasında halen long pozisyonunu sürdürüyorlar. Yatırım fonlarının pozisyonları tüm zamanların en yüksek seviyelerinde. Bu arada piyasakötümserhaberlereduyarlı olmaya devam ediyor. Bu kötümser haberler (özellikle arz tarafında) fiyatlarda oynaklığa neden olup potansiyel olarak bölgeselfiyatsavaşlarını tetikleyebilir.

Diyeceğim o ki, önümüzdeki bir iki yıl içinde fiyatlardaki volatiliteden kaçınmak zor olabilir. Uzun vadede ise LNG fiyatlarının düşmesi kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bakalım satıcılar fiyat mekanizması ve esneklik anlamında nasıl bir iş formülü geliştirecekler.

Makalemin başındaki soruya döneyim. Ne dersiniz, LNG sektörünün geleceği iyi mi yoksa iyi değil mi? Yeni bir iş modeline gerek var mı?

Kalın sağlıcakla.

Yazar

spot_imgspot_img
BENZER YAZILAR
spot_img

En Popüler