Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan sorularımızı yanıtladı. 2023 yılında 102 yeni yerleşim birimine doğal gaz arzı sağlanarak bu alanda rekor kırıldığını belirten Arslan, “Kısa ve orta vadede şebeke ve abone sayısı büyümesinin devam edeceğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, 2024-2026 yılları arası doğal gaz arzı planlanan yaklaşık 128 yerleşim yeri ile Türkiye’deki ilçelerin neredeyse tamamına doğal gaz ulaştırılmış olacağını ifade ederken, doğal gaz talebinin 50-55 BCM bandında seyretmesini beklediklerini söyledi. Önümüzdeki dönemde özellikle yılın ikinci yarısında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından doğal gazda fiyat güncellemesi yapmasının gündeme gelebileceğini ifade eden Arslan “Doğal gaz tarifelerinde artış olması durumunda tüketici gruplarının tarifelerinin gaz alım maliyetlerinin oldukça altında kalmaya devam edeceğini düşünüyorum” dedi.
Türkiye’de doğal gaz kullanımının mevcut durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Doğal gaz dağıtım sektörü olarak Türkiye’nin 81 ilinde, 860 yerleşim yerinde 21 milyonu aşkın aboneye hizmet vermekteyiz. Özellikle, 2017 yılından itibaren başlatılan doğal gazı yaygınlaştırma yatırımları ile bugün itibariyle Türkiye’deki ilçelerin yaklaşık yüzde 80’ine doğal gaz ulaştırılmış durumdadır. 2023 yılında 102 yeni yerleşim yerine doğal gaz arzı sağlanırken, 2017 yılındaki en çok arz sağlanan yerleşim yeri rekorumuzu geçtiğimiz yıl tazeledik. 2024-2026 yılları arası doğal gaz arzı planlanan yaklaşık 128 yerleşim yeri ile Türkiye’deki ilçelerin neredeyse tamamına doğal gaz ulaştırılmış olacaktır.
Arz sağlanan yerleşim yeri rekoru, şebeke yatırımları/inşası rekorunu beraberinde getirdi. Bugün itibariyle Türkiye’nin doğal gaz dağıtım şebekesi 200 bin km’nin üzerindedir. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 22 bin km şebeke yatırımı yapılmış, doğal gaz dağıtım şebekemiz yüzde 11 civarında büyümüştür.
Türkiye’nin doğal gaz talebi son 5 yılın ortalamasına bakıldığında 52-53 BCM civarında. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de doğal gaz tüketimi 2022 yılına göre yüzde 6 düşerek 50 BCM’e geriledi. Bu düşüşün sebeplerine bakıldığında; Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş depremleri, elektrik santrallerinin talebindeki azalma ve sıcaklıkların mevsim normallerinin yaklaşık 1 derece üzerinde olması sonucu konutlardaki doğal gaz tüketiminin azalmasıdır.
Tüm bu gelişmelere ek olarak; 2023 yılında özellikle Sakarya Doğal Gaz Sahası’ndaki üretim kapasitesinin 2022 yılına kıyasla 2 katına çıkması sonucu Türkiye’nin doğal gaz üretimi 807 milyon m3 olmuştur. 2023 yılında üretilen doğal gazın yüzde 42’si Sakarya Doğal Gaz Sahası’ndan karşılanmıştır. Ayrıca; üretimdeki artış, yeni kontratlara bağlı olarak artan doğal gaz kapasitemiz ile ihracatımız 2023 yılında 897 milyon m3 olmuştur. Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan’a boru gazı ihraç ederken; Sırbistan, İsviçre, Makedonya gibi Avrupa ülkelerine LNG yoluyla doğal gaz ulaştırılmaktadır.
Türkiye’de doğal gaz talebinin geleceğine yönelik öngörüleriniz neler? Buna bağlı olarak kısa ve uzun vadede yeni yerleşim birimlerine doğal gaz ulaştırılması konusunda hedefler neler?
Önümüzdeki 3 yılda yaklaşık 128 yeni yerleşim yerine daha doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Bu yılın ilk yarısında 15 yeni yerleşim yerine doğal gaz arzı sağlanırken, yatırım planlamamızın yaklaşık yüzde 30’luk kısmını tamamladık. Şebeke inşa süreçlerinin hız kazandığı yılın ikinci yarısında yaklaşık 37 yerleşim yerine daha doğal gaz götürerek bu yılın hedefi olan 52 yerleşim yeri tamamlanacaktır. Önümüzdeki yıl 32, 2026 yılında ise 44 yerleşim yerine daha doğal gazın ulaştırılmasını hedefliyoruz.
Kısa ve orta vadede şebeke ve abone sayısı büyümesinin devam edeceğini söyleyebiliriz. 2024-2026 yılları arasında yıllık ortalama 15 bin kilometrenin üzerinde şebeke inşası öngörülmektedir. 2026 yıl sonu itibariyle doğal gaz dağıtım şebekesinin 250 bin km’yi aşarak Avrupa’nın en uzun 4. şebekesi olacağını öngörüyoruz.
Bugün itibariyle Türkiye’nin doğal gaz abone sayısı 21 milyonun üzerinde. Özellikle yeni arz sağlanan bölgelerde hemen/halihazırda doğal gaz kullanabilecek durumda olan yaklaşık 4 milyon potansiyel abonemiz bulunuyor. Planlanan yeni yatırımlar ile Türkiye orta vadede 25-26 milyon aboneyi geçerek (Almanya ve İtalya’yı) Avrupa’da en fazla doğal gaz abonesine sahip ülke konumuna gelecektir.
Genişlemeler, şebeke yatırımları ve her yıl yaklaşık 1 milyon yeni abone alımı etkisi ile Türkiye’nin doğal gaz talebinin 50-55 BCM düşünüyorum. Özellikle her yıl sisteme dahil olan 1 milyon yeni abonenin konut tüketimine etkisi 1 BCM civarında. Fakat, son yıllarda kış dönemlerinin ılıman geçmesi ile bu etkiyi tam olarak göremiyoruz. Ayrıca, doğal gaz ile elektrik üreten santrallerinin her yıl talebinin düşmesi ve sanayi talebinin neredeyse sabit kalması sonucu kısa vadede Türkiye’nin doğal gaz talebinin önceki dönemlerdeki gibi yüksek oranlarda artmayacak ve nötr-pozitif bir seyre sahip olacaktır.
Geçtiğimiz haftalarda GAZMER ile Japonya’nın en büyük doğal gaz dağıtım şirketlerinden biri olan OSAKA Gas Network arasında, afet önleme ve deprem konusundaki bilgi ve teknolojilerin paylaşılması konusunda bir İyi Niyet Antlaşması imzalandı. Bu konudan yola çıkarak Türkiye’de doğal gaz alt yapısının başta deprem olmak üzere doğal afetlere ne derecede hazırlıklı olduğunu söyleyebiliriz? Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye, jeolojik özellikleri, topografik yapısı ve iklimi nedeniyle doğal afetler ile sıkça karşı karşıya kalmaktadır. Yeryüzünün en aktif fay zonları içerisinde bulunan ve ülke topraklarının neredeyse tamamı farklı oranda deprem tehlikesine sahip bölgeler içinde yer alıyor. Ülke nüfusunun büyük bir kısmı ve Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 70’i 1. ve 2. deprem bölgeleri yani aktif fay zonları içerisinde bulunuyor.
Doğal gaz dağıtım sektörü olarak başta deprem olmak üzere tüm doğal afetlere karşı dayanıklı ve herhangi bir ikincil afete sebep olmayacak şebeke tasarımı yapıyoruz. Ayrıca, şebeke yenileme ve modernizasyon işlemlerini deprem kuşaklarının yanı sıra tüm afet haritalarını ve acil durum kodlarını dağıtım bölgesinin özelliklerini göz önünde bulundurarak yapıyoruz.
Afetler ve özellikle deprem sonrası meydana gelen ikincil afetler büyük yıkımlara ve can kayıplarına neden olabiliyor. Örneğin; 1995 yılında Japonya’nın Kobe kentinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem sonrasındaki sıvılaşma nedeniyle doğal gaz dağıtım şebekesinin patlaması sonucu, 7 bine yakın can kaybı ile 200 binin üzerinde binanın yıkımına neden oldu.. Benzer şekilde ABD’nin San Francisco şehrinde meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki deprem sonrası doğal gaz dağıtım şebekesindeki patlamalar sonucu şehrin neredeyse tamamı yıkıldı ve 400 bin kişi evsiz kaldı. Başta 6 Şubat depremleri olmak üzere doğal afet sonrası herhangi bir doğal gaz dağıtım şebekesi kaynaklı ikincil bir afet yaşanmamıştır.
2002 yılı sonrası teknik şartnameler uyarınca Türkiye’de tesis edilen her servis hattının polietilen şebekeye bağlandığı noktada gaz stop uygulaması yapıyoruz. Bu uygulama ile şebekenin hasar gören noktalarında milisaniye mertebesinde gaz akışı durdurulmaktadır. Bu sayede, 6 Şubat depremlerinde herhangi bir gaz kaçağı sorunu ile karşılaşılmadı.
Teknik konuların yanı sıra ülke genelinde meydana gelebilecek tüm afetler için bürokratik süreçler ve idari işlemler, raporlama ve analiz yönetimi, çözüm merkezi yönetimi, malzeme tedarik ve stok süreçlerini yakından takip ediyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinasyonunda, sektör paydaşlarının katılımıyla periyodik olarak Acil Durum Kriz Yönetimi toplantılarında güncel durum değerlendirmeleri yapılmaktadır. Ayrıca olası afet ve acil durumlar için Doğal Gaz Dağıtım Şirketleri arasında Afet İş Birliği Protokolleri imzalanmaktadır.
Tüm bunlara ek olarak, ETKB, EPDK, BOTAŞ ve Doğal Gaz Dağıtım Şirketlerinin temsilcilerinin yer aldığı e-posta ve anlık mesajlaşma grupları oluşturulmuş ve afet öncesi/sonrası tüm durumlar, telekomünikasyon altyapısının uygun olduğu durumlarda bu kanallar aracılığıyla iletilmesi sağlanıyor.
6 Şubat depremleri sonrası GAZBİR ve Teknik Merkezimiz GAZMER olarak depremden sonra doğal gaz dağıtım faaliyetlerinde yaşanan süreçleri ve doğal gaz sektörünün güçlü ve zayıf yönlerini de içeren bir rapor yayınladık. Bu rapor ile depremde edinilen tecrübenin dokümante hale getirilmesi ve sonraki yıllarda yaşanabilecek depremlerden önce alınması gereken tedbirlerin bir arada tek kaynakta bulunmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin önümüzdeki üç yıllık süre zarfında toplam büyüklüğü 30 milyar metreküpü aşan miktarda doğal gaz ithalat sözleşmesi sona erecek. Artan yerli üretimi ve halen yükselmekte olan LNG trendini de göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yaptığınızda Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının sorunsuz bir şekilde karşılanması noktasında nasıl bir strateji uygulanmasını öngörüyorsunuz?
Türkiye’nin doğal gazda arz güvenliğini mevcut ve sona erecek kontratlar, LNG ithalatı ve yerli gaz üretimi olmak üzere 3 ana kalemde değerlendirmek faydalı olacaktır.
Mevcut doğal gaz kontratlarına bakıldığında 2027 yılına kadar 36,15 BCM miktarında boru gazı kontratımız sona erecek. Rusya ile toplam 21,75 BCM civarında kontratımız 2025 yılında sonlanıyor. Bu kapsamda, Rusya ile görüşmelerimiz sürüyor. Azerbaycan ile bu yılın sonunda bitecek olan anlaşmamız 2030 yılının sonuna kadar uzatıldı. Mevcut kontratlara ek olarak bu ay ve/veya önümüzdeki ay içerisinde Türkiye-Türkmenistan arasında doğal gaz kontrat görüşmeleri yapılabilir. Böylelikle, uzun süre sonra Rusya, Azerbaycan, İran gibi mevcut kontratımız ülkelere ek olarak Türkmen gazı ülkeye getirilebilir.
2023 yılında Türkiye 50,5 milyar m3 civarında doğal gaz ithal etmiştir. İthal edilen doğal gazın yaklaşık yüzde 30’u LNG (15,2 milyar m3)’dir. Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde ithal edilen doğal gazda LNG’nin payı yüzde 15 seviyesinden yüzde 30’a yükseldi. Önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki LNG yatırımları ile ortaya çıkması olası LNG fırsatları ile bu oranın yüzde 40’a kadar çıkması bekleniyor.
Mevcut kontratlara ek olarak mayıs ayında ABD’li Exxon ile uzun dönemli LNG kontratı yapıldı. Ayrıca, başka LNG kontratları için bazı şirketlerle görüşmeler yapıldığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından paylaşıldı. Fırsat olması halinde artan LNG terminal kapasiteleri ile hem uzun dönem hem spot ucuz LNG kaynakları Türkiye tarafından tedarik edilebilecek durumdadır. Hatta, mayıs ayında yapılan kanun değişikliği ile ucuz doğal gazı sıvılaştırarak ihraç edilmesi mümkün hale getirildi.
Son olarak, Sakarya doğal gaz sahasındaki günlük üretim kapasitesi 4,5 milyon m3 civarında. 2025 yılı başında Karadeniz ve Trakya’daki toplam üretim kapasitesinin 11-12 milyon m3/gün olacağı öngörülmektedir. Böylelikle, günlük doğal gaz talebimizin yaklaşık yüzde 5-7 oranında yerli kaynaklar ile karşılanabileceğini söyleyebiliriz. Bölgede hem yeni rezervlerin bulunması hem de mevcut rezervlerde üretim kapasitesinin artması ile Türkiye’nin orta-uzun vadede doğal gaz arz güvenliğine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Fiyat artışı yapılsa bile tarifeler maliyetlerin altında kalmaya devam edecek
Türkiye’de doğal gaz fiyatı önemli bir oranda sübvanse ediliyor. Bu bağlamda doğal gazın fiyatlandırma politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
GAZBİR olarak yıl genelinde Avrupa genelinde nihai tüketici fiyatlarını takip ediyoruz. Örneğin; geçen yıl boyunca Türkiye konut tüketicileri bazında Avrupa’daki 28 ülke arasında doğal gazı en ucuz 2. veya 3. ülke konumundadır. 2023 yılında Avrupa’da konutlarda doğal gazın ortalama satış fiyatı 11 eurocent/kWh civarında iken Türkiye’de 2,68 eurocent/kWh’dır.
2024 yılının ilk çeyreğinde ana tedarikçi konumundaki BOTAŞ’ın ortalama doğal gaz alım maliyeti, açık kaynaklardan edinilen bilgilere göre, yaklaşık 300-320 $/1000 m3 iken BOTAŞ’ın konut tarifesi yılın aynı döneminde ortalama 130 dolar civarındadır. Yani, konut tüketicileri doğal gazı yaklaşık 2,5 kat maliyetinin altında kullanıyor. Geçtiğimiz yıllarda da benzer oranları görüyoruz. Konut tüketicilerine ek olarak, nihai tüketicilerin hizmet aldığı fırın, pastane vb. ticarethanelerde de düşük fiyatlı doğal gaz tarifesi uygulanmaktadır.
Avrupa’daki doğal gaz ticaret merkezlerine baktığımızda Haziran 2024 dönemi ortalama fiyatın 30-40 Euro/mWh civarında olduğunu görüyoruz. 2025 kış dönemi için ise (future fiyatların) 40-50 Euro/mWh fiyat oluşuyor. Türkiye’de GRF’de ise Haziran 2024 dönemi fiyat ortalaması 25 Euro/mWh civarında. Geçtiğimiz aylarda Türkiye ve Avrupa doğal gaz ticaret merkezleri ortalama fiyatlarında korelasyon görülürken son dönemde bu korelasyonun yüzde 15-20 civarında bozulduğunu söyleyebiliriz.
Önümüzdeki dönemde özellikle yılın ikinci yarısında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından doğal gazda fiyat güncellemesi yapması gündeme gelebilir. Doğal gaz tarifelerinde artış olması durumunda az önce bahsettiğimiz tüketici gruplarının tarifelerinin gaz alım maliyetlerinin oldukça altında kalmaya devam edeceğini düşünüyorum.