Kıymetli okurlar,
Yaklaşık 35 yıldır petrol sektöründe, yıkama, pompa, market, muhasebe, saha, bölge ve genel müdürlüğe kadar giden bir süreçte sektörün emekçiliğini yapmış bulunuyorum. “Tüm Yönleriyle Akaryakıt Sektörü” ve “Türkiye Petrol Borsası” kitaplarının da yazarlığını yaparak, bu sektöre akademik olarak da zaman zaman katkı sağlamaya çalıştım.
Çalışma hayatımızın şimdiki durağında ise sizlerle bu köşede bir araya gelmek nasip oldu.
Köşemizde bir taraftan, perakende sektöründeki gelişmeleri diğer taraftan ise dağıtıcılar tarafındaki gelişmeler ile, yine Türkiye petrol sektöründeki sendikalar, dernekler ya da bir kısım platformların faaliyetlerini ve gelişmelerini sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum…
Arama, sondaj, üretim, rafinaj, depolama, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini içeren Türkiye Petrol Piyasasına ilk girişte, perakende sektöründeki istasyoncuların (ya da başka ifadeyle bayilerin) tarafındaki son gelişmeleri değerlendirmek istiyorum.
Bayiler, bir taraftan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve EPDK’nın düzenlemeleri ile disipline edilmeye çalışılıp bu yolda büyük bir mesafe kaydedilirken, Yeni Nesil Yazarkasa zorunluluğu ve her yıl Vergi Dairelerine verilmesi gereken ve yenilenmesi gereken Teminat Mektubu Zorunluluğu yeni yılda ilk yük olarak bayilerin karşılarına çıkmıştır.
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri sonrası hükümetin, sıkı para politikası uygulaması, faizlerin yüksek seviyede seyretmesi, dövizin frenlenmesi ve enflasyon oranlarındaki artışın bir süre daha devam etmesi gibi değişkenliklerden bayiler nasıl etkileniyor sorusunu incelemekte yarar vardır. Bayilerin nasıl etkilendiğindeki kastımız, maliyetlerinin neler olduğu ve hayatta kalmak için nasıl mücadele ettiklerine dikkat çekmek…
Bayilerin olumsuz etkilendikleri maliyetleri şu şekilde kısaca sıralayabiliriz;
- Satışların yüzde 90’ına yakının kredi kartlı olması nedeniyle, kart komisyonu masraflarının kâr marjını düşürmesi.
- Faizlerin yüksek olması nedeniyle, finansman maliyetlerinin artması,
- Fiyatların artması ile ilave finansman ihtiyacı doğması,
- Aracı olmayan bayilerin, ikmaldeki Yüksek Navlun Maliyeti,
- Asgari ücretteki artış ve işçi maliyetlerinin artışı,
- Banka finansmanına ulaşmada zorlukların yaşanması,
- Kaliteli hizmet için istihdam arttırma gereği ve bu nedenle işçi maliyetlerinin artması,
- Temizlik, hijyen, ikram, elektrik, su, muhasebeci ve avukat masraflarının artması,
- Vergi denetimlerinin artması, zaten düşük kar marjı ile çalışan istasyoncuların üzerinde oluşan vergisel yükler…
Teknolojinin gelişmesi ve rekabetin artmasıyla birlikte, perakende sektörünün de kendini dijital çağa hazırladığını görüyoruz. Marka sadakati oluşturmak, tüketicilerin ilk tercihleri arasında yer almak, marka değerini yükseltmek için birçok pazarlama iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullandıklarını görüyoruz. Özellikle, perakende sektöründe Shell, Opet ve Petrol Ofisi’ni yakın takip ettiğimizde, hem rakipleri arasındaki farkı nasıl arttırdıklarını, hem sektöre olan milyonlarca dolar yatırımlarını hem de sektöre olan önemli katkılarını bir sonraki yazımızda değerlendirmek isterim.