Pazar, Mayıs 18, 2025
Ana SayfaDoğalgazÖzel Sektör Perspektifiyle Enerjide Merkez Ülke Olma Hedefi

Özel Sektör Perspektifiyle Enerjide Merkez Ülke Olma Hedefi

Ülkemiz son 20 yıllık süreçte doğal gazın kullanılması, iletilmesi, depolanması, tedariği, sıvılaştırılması ve piyasanın oluşturulması anlamında birçok kıymetli adım atarak, mevzuatsal alt yapısını çok oyunculu, şeffaf ve rekabetçi prensipleri dikkate alarak oluşturmuştur. Özellikle EPDK’nın yenilikçi bir zihniyetle yakın Avrupa pazarındaki tarihsel süreçleri de takip ederek uygulamaya koyduğu düzenlemeler ve gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda mevzuatın güncellenmesi başarıyla gerçekleştirilmiştir.

Bu dönemde, yıllık doğal gaz tüketimimizin ve iletim şebekemizin her geçen gün büyümesi ve gelişmesi, milli kuruluşumuz BOTAŞ önderliğinde gerçekleştirilmiştir. Son dönemdeki enerji krizi, uluslararası gelişmeler, yakın coğrafyamızdaki savaşlar büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz doğal gaz piyasasını yönetmesi daha da zor bir hale sokmuştur. Bu olağanüstü dönemi, devletin gücü ve milli kuruluşumuzun yönetsel becerisi ile  atlatmayı başardık.

Arz güvenliğinin, tedarik çeşitliliğinin ve depolama kapasitesinin ne kadar önemli olduğunu ve piyasa dengelerini oluşturmakta kritik önceliğe sahip olduğunu yaşayarak öğrendik. Devletimiz, sosyal devlet anlayışıyla doğal gaz fiyatlarında önemli miktarda desteklemelerde bulunup, hane halkının küçülmüş bütçesi içerisinde doğal gazın tüketimine ilişkin önemli ölçüde desteklemeler yapmıştır. Ülkemizin her bölgesinde hepimiz için standart bir ürün haline gelen doğal gaz ve doğal gazın kullanımı artık günlük hayatımızın en temel öğesi haline gelmiştir.

Diğer tarafta doğal gaz, elektrik arzında ve sanayinin çarklarının dönmesinde de temel belirleyicilerdendir. İhracat gelirlerimizin devamlılığı ve ülkemizin istihdam eğrisinin yönetilmesinde sanayi üretiminin önemi büyüktür. Geçirdiğimiz olağanüstü dönemler tüm makro dengelerin yönetilmesi ve senkronize edilmesi hususunda birçok zorluğu barındırmaktadır. Bu kapsamda doğal gaz piyasasının derinleşmesi, rekabetçi bir yapıyla çok oyunculu hale gelmesi yine makro hedefler içerisinde öncelikli durumdadır. Ülkemizin sınırlı imkanlarıyla ciddi bir fedakarlıkla doğal gaz fiyatlarına ilişkin sürdürdüğü indirimli fiyatlar, yönetmesi zor bir büyüklüğe ulaşmıştır.

Şüphesiz ki sosyal devlet anlayışından ödün vermeden gerçek ihtiyaç sahiplerinin daha uygun koşullarla doğal gaza erişimi devletimizin asla vazgeçmeyeceği bir önceliktir. Ancak, doğal gaz fiyatlarının maliyet bazlı belirlenmesi; piyasa şartlarının oluşması, tasarruflu kullanım, verimlilik, öngörülebilirlik açısından ve sanayimizin doğru girdi maliyetleriyle uzun dönem rekabetçiliğini sağlayabilmesi adına da bir o kadar önemlidir.

Bölgemizde ve yakın coğrafyamızda yaşanan olağanüstü gelişmeler aynı zamanda jeopolitik ve stratejik açıdan ülkemize fırsatlar da sunmaktadır. Ciddi bir doğal gaz tüketicisi olan Avrupa’nın, Rusya ile olan sorunu ve bunun enerji piyasalarına olan etkisi hepimizin malumudur. Uzun yıllardır Enerji Bakanlığı’mızın önderliğinde, enerjide merkez ülke olma hedefi tarihsel akış içerisinde kendi gerçekliğini ispatlamıştır. Son beş yıllık dönemde ülkemizin attığı adımlar, stratejik iş birlikleri, LNG tedariğindeki kapasite artışları, yeraltı depolarımızın geliştirilmesi, komşu ve tedarikçi ülkelerle yaptığımız ikili anlaşmalar arz güvenliği perspektifinden ödün vermeden Güneydoğu Avrupa’daki ülkelerle ihracat anlaşmalarımız, Nahçıvan ile aramızda kurduğumuz doğal gaz boru hattımız son olarak Türkmen Gazının uzun yıllardan sonra swap yöntemiyle ülkemize ulaştırılması önemli kilometre taşları olmuştur.

Devletin tüm kurumlarıyla en temel ekonomik önceliği olan enflasyonla mücadele ve enflasyonun uzun dönemde sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması da enerji maliyetlerinin ve bu maliyetlerin dünya fiyatlarıyla ele alınması açısından da oldukça önemlidir. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmaya çalışırken, oluşturmaya çalıştığımız “merkez ülke” olma ve bölgemizde referans fiyat oluşturabilmek, orta-uzun vade hedeflerimiz arasındadır. Bu hedefe ulaşmada yerli doğal gaz üretimimizi artırmak da önemli bir unsurdur. Sakarya Gaz Sahasının keşfi ve bu projenin günlük üretimimize pozitif katkısı denklemi lehimize çeviren önemli unsurlardandır. Kara ve deniz alanlarında yeni keşifler uzun dönem pozisyonumuzu daha da güçlü hale getirecektir.

Milli kuruluşumuz BOTAŞ’ın varlığı, büyüklüğü, yetişmiş insan kaynağı ve tecrübesi uluslararası standartlardadır. Bu birikim ve kabiliyet arz güvenliğine katkı sunmak adına yakın coğrafyamız ve Avrupa için de çok önemlidir.

BOTAŞ’ın yanı sıra özel sektör de altyapı anlamında ve ticaretin derinleşmesi için sabırla beklemektedir. Kamu ve özel sektörün arz güvenliği perspektifinden ödün vermeden kuralları belli, rekabetçi, şeffaf ve eşit koşullarda faaliyet gösteren bir bütünlüğü yakalaması hem ulusal piyasamız hem de bölge ve merkez ülke olma hedefi için temel bir gösterge olacaktır. Özel sektörde de ciddi bir insan kaynağı ve ticaretin derinleşmesi adına yatırım yapma isteği mevcuttur. Önümüzdeki dönem zaten Enerji Bakanlığı’mız ve EPDK sayesinde çağa uygun mevzuatı oluşturulmuş olan doğal gazın piyasasının çok oyunculu ve maliyet bazlı bir yapıya kavuşturulması için bize fırsatlar sunmaktadır. Arz güvenliği ve sosyal devlet anlayışından ödün vermeksizin piyasanın derinleşmesi adına attığımız ve atacağımız her adım ülkemizin geleceğine yapacağımız en önemli yatırımdır.

Dünya enerji piyasalarında ve işleyişindeki mevzuatsal ve düzenleme anlamındaki tüm gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz. EPİAŞ gibi ticaretin vücut bulduğu son derece fonksiyonel bir yapının varlığı ve işlem hacminin artırılması hepimizin kazancı olacaktır.

Enerjide merkez ülke olma hedefi devlet aklıyla örülürken, doğal gaz piyasasının özel sektör perspektifiyle de çeşitlendirilmesinin zamanının geldiği inancını taşıyor ve bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz.

Yazar

spot_imgspot_img
BENZER YAZILAR
spot_img

En Popüler